orta asya türk kavimler göçü

ORTA ASYA TÜRK KAVİMLER GÖÇÜ TRUVA LILAR TÜRKMÜ TARİH ARAŞTIRMALARI ALINTI
Bu soruyu Türkler sormadı. Atalarını soruşturan Avrupalılar sordu.[1]
İskandinavlar, Oden’in İskandinav ülkelerini işgal edip büyük bir devlet ve egemenlik kurduğunu İzlanda sagalarından öğrendiler. Odin-Odun Türkland denilen ülkeden, Asgard adlı başkentinden çıkıp gelmişti. “..Dünyanın ortasının yakınlarına, bizim Türkland dediğimiz yere en gösterişli yapı yapıldı ve yurt kuruldu. Buraya Troya denildi.” diyor Edda.
wikingler bir Türk kavmidir daha önceki yazılarımızda oden(Odin)den bahsederken bu kahramanın Türk olduğuınu daha önceki yazı
larımızda siz Türk Milletine anlatmıştık.Edda, sagaların toplandığı kümelerin her birisidir.
Eddalar, “Odin Türktü, yanındakiler de Türktüler!” diyordu.
Tartışılan Türkland’ın başkendi Asgard neresiydi? Kaşgar mı? Azak yakınlarındaki Azov mu? Troya mı? Fransız ağzına göre Truva, Troya‘dır. Bana kalsa Torya derdim.
Snorre Sturlesson’un ve başkalarının çevirdiği “Gylfe nasıl aldatıldı” sagası-destanı şöyle sona erer: “…Birinin adı Tor (Hek-Tor) idi. Tor, Aketor da denilen Yaşlı Asator idi.
Onun Tor (Hek-Tor ) olarak Truva’da yaptıkları anlatılıyordu. Türkler Loke adını verdikleri Odyseus‘ten çok söz ediyorlardı. Çünkü Türkler onun büyük düşmanıydılar. “Burada bir dip not düşülmüş: Türkler, yani Truvalılar gerçekten de Oysesus’un Truva Atı kurnazlığı ile yenildiler. Latin geleneklerinde Odyseus çoğunlukla olumsuz bir kişidir. Çünkü Romalılar Aeneas (Enez) üzerinden kendilerini Truvalı sayarlar. Aynı İzlandalıların Oden üzerinden kendilerini Truvalı saymaları gibi.[2]
Bu konu yeni değildir. Bin yılı aşkın bir süredir dile getirilmektedir. Türk dünyası bunu geç öğrenmiştir. Prof. Dr. Stefanos Yeresimos, Toplumsal Tarih Dergisi‘nin Ağustos 2003 sayısında yayınladığı “Türkler Romalıların Mirasçısı mıdır?” araştırmasında, Fatih’in tarihçisi Kritovulos‘un metinlerine dayanarak aşağıdaki bilgileri vermiştir.
“1462 yılında Midilli’yi kuşatmaya giderken Sultan II. Mehmet, Truva’da durmuş ve Homeros’ta adı geçen kahramanların mezarlarını aramış ve şöyle demiştir: Tanrı, yıllar sonra olsa bile, bu kentin ve burada yaşayanların intikamını bana nasip etmiştir. Eskiden bu kenti yıkan Yunanlıların, Makedonyalı, Tesalyalı, Moralıların çocukları, sayemde uzun yıllar geçtikten sonra, biz Asyalılara karşı o dönemde sık sık yaptıkları haksızlıklardan dolayı hak ettikleri cezayı sonunda bulmuşlardır.”
“Truvalılar Türk müydü?” başlığını, Radikal Gazetesi yazarı Haluk Şahin, 16 ve 25 Mayıs 2003 tarihli iki yazısında atmıştır. Truva filmi o sırada sinemalarda oynanmaktaymış..Şahin’in ilk yazısında şu satırları dikkati çekiyor: Türk adı Troya düştükten sonra Asyanın içlerine kaçan Troyalı generallerden Turkus’dan geliyormuş. Binlerce yıl Asya’da kalan Türkler Troya yenilgisinin öcünü almak için geri gelmişler, öcünü almışlar ve Avrupa’ya yönelmişler.[3]
“Ünlü tarihçi Gibbon’un bile Roma İmparatorluğu’yla ilgili dev eserinde değindiği gibi, bir başka açıklamaya göre; Türklerin soyu, Homeros‘un değilse bile Virgil’in süzünü ettiği cengaver Teucri’den geliyormuş.”
“Türk anlamına gelen Latince Turci ve İtalyanca Turchi sözcükleri buradan esinlenmiş..”
“1453’te İstanbul muhasarası sırasında kentte bulunan Kardinal İsidore yazdığı bir mektupta Sultan II. Mehmet’ten Troyalıların Prensi şeklinde söz etmiştir.[4]
Haluk Şahin’in ikinci yazısında dikkati çeken bölümler vardır. “Bunlardan birisi Azeri tarihçisi Elmeddin Alibeyzade ‘Azerbaycan Halkının Manevi Medeniyet Tarihi’ adlı eserinde konuyu irdelemiş ve şu sonuca varmıştır: “Troyalıların halis Türk tayfası olduğu tasdik edilir.”
Fransız tarihçisi Jacques Poucet Avrupalı bazı ulusların Troya kökenli oldukları iddialarını inceledikten sonra sözü Türklere getiriyor. Türklerin Troya kökenli olduklarına ilişkin Ortaçağ kaynaklarından örnekler veriyor. Bunlardan bir kez daha anlıyoruz ki, o dönemde bu iddialar çok yaygınmış ve hatta tarihsel olgu olarak değerlendiriliyormuş. Örneğin Vincent de Beauvais (1190-1264) adlı bir tarihçi ‘Speculum Historiale‘ adlı eserinde şöyle yazmış: Troya’nın tahrip edilmesinden sonra, Troya askerleri ikiye ayrıldılar. Bir grup Troya kralı Priamos’un oğlu Hektor’dan torunu Francon’u takip etti; ötekilerse Priamos’un oğlu Troilus’tan torunu Turkus’un peşinden gittiler. İşte bu yüzden bugün adları Franklar ve Türkler olan iki halk var.”
Ortaçağda Türkiye’yi ziyaret eden yabancı gezginlerin Türklerin Troyalılığı konusunda hiçbir şüphe duymamaları, daha önce de dikkatimi çekmişti. Örneğin İstanbul’ un Fatih tarafından alınmasından 15 yıl kadar önce Troya’ya, Bozcaada’ya İstanbul’a gelen Katalanlı gezgin Petro Tafur, Türklerin Troyalı olmaları nedeniyle Troya’nın öcünü mutlaka alacaklarını yazmıştı.”
“Bundan 5-6 yıl sonra, 1444’te bölgeye gelen ve daha sonra Sultan II. Mehmet’i de tanıyacak olan Anconali Cyriac dünyanın ikiye bölünmüşlüğüne son vermenin sorumluluğunun iki kavme ait olduğunu belirtmişti: Yunanlıların çocuklarına ve Troyalıların

Yorumlar

karaip korsanları

Karaçay - Çerkesya